1 Ekim 2011 Cumartesi

abur cubur oburu

Bu günlerde bana bir haller oldu. Ağzım bir dakka boş durmuyor, sürekli bir tıkınma halindeyim. Kaşık kaşık nutellalar, kremalı bisküviler, kraker, fındık ceviz.. Arada meyve, küçük beyimiz için alınan pudingler ve daha neler neler. Ersaguna birşeyler yedirmeye çalışırken bir iki  üç - beş kaşık ta ben aşırıyorum mesela her ne ise. Alıp yanıma koyup bir tabağa yemesemde mutfağa gidip gidip avuçluyorum. Hayra alamet olsun.

Düzenli yemek yediğim ve yemek düşkünü olduğum pek söylenemez, öyle yemekten keyif alanlardan da değilim, doymak için yerim. Tabi sevdiğim yemekleri saymassak. Ama bizim evde yemekler artık damak tadımıza göre değil besin değerlerine göre pişiriliyor. Belkide bu nedenle yemekten alınacak haz abur cubura kayıyor. Durup dururken bahanemi de uydurdum bu arada. Bahane mahane bir kenara seviyorum artık günlük hayatın parçası haline geldi, keyif alıyorum sürekli birşeyler gevelemekten.
Tam bir abur cubur oburu oldum.

Neyse ki kilolu değilim hatta standartların altında olabilirim.Hem Ersagun'un enerjisine yetişmeye çalış hem ondan arda kalan zamanlarda eğer fırsat verirse harala gürele ev işleri yap kilo mu kalır zaten. Eee bir de emziriyorum. Tüm bu tehlikeli kalorili şeylere rağmen incecik kalmak güzel :)

Allahım bir gofret bu kadar mı fevkaladenin fevkinde olur . Ülker 9 kat tat tan bahsediyorum.
Bu nasıl bir şey ki böyle:) Demincek açtım paketini, çayın yanında ohh ne güzel gitti. Ama hemencik bitiverdi. Bence yıllardır aynı pakette olan bu gofretin pazarlamasına diyecek hiçbir şey yok. Adamlar bu işi biliyorlar. Paketi küçük tutup tadın damağında kalmasını sağlıyorlar.. Eskiden bir ara takıntım olmuştu 9 kat.  Babam her akşam gelirken 1 - 2 tane alırdı. Ben gofretlerin en çok fındıklısıyla çileklisini severdim (hala öyle), babam muzlusunu yerdi.  Eşek kadar kızdım ama buna nasıl çocuk gibi sevinirdim.
Şimdi de babamız getiriyor evimizin babası.

Gofreti lezzetimin bitmesiyle hayıflanırken Sevgilim taze öğrenci kocam "çok obursun dikkat et biraz" dedi. Birilerinin bana dur demesine ihtiyacım vardı:) :)  Gerçekten, içten - samimi bir o kadar da korkutucu - caydırıcı. Ve sevgili kocam noktayı koydu bu duruma :) yani umarım. Söz uçar yazı kalır ya yazıyorum buraya. Özellikle de yazarken ağzım hep dolu olduğundan yazıyorum buraya. Kendimi esefle kınıyor ve bundan böyle takibe alıyorum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder